İsa(as)’dan sonra Hristiyanlar tevhid akidesinden şiddet ile, nifak ile, havuç-sopa politikaları ile uzaklaştırıldılar. Uzun yıllar, türlü zulümler uygulanmasına rağmen Hristiyanlık Roma içerisinde yayılmaya devam etti. Nihayetinde, Roma Hristiyanlık akidesini benimsediğini iddia etti. Fakat aslında kurdun kuzu postuna bürünmesi, eski Yunan ve Roma inançlarının Hristiyanlık adı altında devam ettirilmesiydi.
İbn Abbas şöyle diyor:
“Hz. İsa (AS), dan sonra bir kısım melikler Tevrat ve İncil’i tahrif ettiler. Aralarında mü’min olanlar da vardı, bunlar Tevrat ve Incil’i okuyorlardı. (Müminlerin okuduklarından rahatsız olan) bazıları, meliklerine şöyle dediler: “Bunların bize yaptığı hakâretten daha ağır hakâret, savurdukları küfürden daha galiz küfür görmedik. Kitapta, “Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendisidirler”(Mâide, 44) diye okuyup, kitaptan gösterdikleri âyetlerle bizi yaptığımız işlerden dolayı kınıyorlar (kâfir, fasık oldunuz diyorlar.) Onları çağırıp uyarın, bizim okuduğumuz gibi okusunlar, bizim inandığımız gibi inansınlar.”